Gökyakalıların bildikleri üç kıta vardı.
1- Fona: Gökyakalıların dört nala geldikleri uzak diyarlardan duydukları kadarıyla bildikleri sınırlıydı. Emin oldukları şuydu: güçlü ve zalim uygarlıkların bulunduğu Fona’nın bir ucunda kendilerine de pay düşmüştü. Kıtanın en batısında ancak teleport yoluyla haberleşebildikleri Tayna vardı. Kıtanın orta bölgesini ise yakın zamanda dağılan Çaska kaplıyordu. İrili ufaklı diğer ülkeler ise kuzey-güney yönünde uzanıyordu. En doğuda ise Gökyaka ülkesinin topraklarının çoğu bulunuyordu. Batının bir kısmı dağılan Çaska’nın uydu devletlerinden oluşurken Çaska’nın da hala ayakta kalan toprakları vardı.
2- Prona: Bu kıtada yüzyıllarca süren savaşlar sonunda küçük pek çok devlet oluşurken bolluk ve bereket hakimdi. Gelişen medeniyetlerle birlikte kibir ve gurur da arşa çıkmıştı. Kendi ülkelerine kimseyi almıyor, aldıklarına da böcek muamelesi yapıyorlardı. Daha güçlü ülkeler kendi aralarında gruplaşıp Beşli Gücü oluşturmuştu ve kendilerine şu şekilde hitap edilmesini istiyordu: Tank, Ateş, Düzen, Erk, Santral : TADES. Tank, dillere destan faşistliği ile ünlüydü ve bunu inkar etse de hala zalimdi. Ateş, adının aksine daha ılımlı bir ülke iken yüksek yeryüzü ve gökyüzü sıcaklıklarından en çok mustarip olan ülkeydi. Düzen, yavaş ama keskin bürokrasisi ile ünlüydü. Yalanı olduran, ihaneti süsleyen, eli kanlı ve güleryüzlü katillerin ülkesiydi. Erk, kendisiyle çok gurur duyan ve kendisini diğerlerinden üstün gören bir çekiç güçtü ama genelde çekici sallayan kendisi olmazdı. Santral, yasakları delerek bilimin ve enerjinin sınırlarını zorlayan bir ülkeydi. TADES’in beyni olarak kendini görürdü ve kibri Düzen ile yarışırdı. Bu beşli haricinde Prona’da daha zayıf aktörler de vardı. Kendilerine tarih sahnesinde yer bulabilmek için zaman zaman kaoslar çıkarır, katliamlar yaparlardı. Sırf bu özelliklerinde dolayı belki de, kendilerine tarihte bir yer bulamadılar. Prona’daki diğer 17 ülke olarak anılacaklar.
İlginçtir ki Gökyaka ülkesi de bu lanetli Prona kıtasına adım atmasına rağmen fazla ilerleyememişti. Yine de kimsenin gücü de bu küçük adımı tamamıyla püskürtmeye yetmemişti. Prona ve Fona’yı ayıran denizi aşmaları TADES ülkeleri için korkuyla karışık tiksinti uyandırmıştı çünkü artık o çok medeni kıtalarına neredeyse medeniyetsiz bir güruh bulaşmıştı. Gökyakalılar’ı gün aşırı aşağılarken bu sevmedikleri barbarlar ile ticaret yaparak medeniyetlerine medeniyet katmayı da ihmal etmiyorlardı.
3- Koranta: Prona ve Fona ana karalarına bir hayli uzakta bulunan Koranta tek başına dev bir kıtayı işgal ediyordu. Kökenlerini Prona’ya dayandırdıkları ataları sebebiyle kendilerini üstün medeniyetlerin ortağı olarak görüyorlardı. Boş olduğunu düşündükleri kıta onlara bolluk bereket sunarken nereden geldiklerini anlayamadıkları yerel az gelişmiş atfettikleri insanlar yok olup gitmişti. Çaska ve Tanya’yı kendilerine düşman bellemişlerdi. Gökyaka’ya ise ticaret yapmak dışında pek de saygı duymuyorlardı.











Yorum bırakın