(2015?)

Mum ile ararsın geleceği, bitsin diye belirsizlik
Gelsin artık kaçınılmaz olan, uzak ufuk
Işıkları kapatırlar ülkende çünkü
Ampulün teli bile titrer de kopamaz
Sönük sönük devam eder, ışıkmış gibi yapmaya
Ne güneşe yüzünü döner, ne Ay’a
Gerek yok her zaman kurtlar için dolunaya
Marşlarla girerler yıkılmış rejimin tam göbeğine
Yedi ceddine birden söversin de yine de vatanım der
Vatan dedikleri Uzak Asya veya yeni borsa
Başka türlü açıklanamaz bu nefret
Kalpsizlerden umdular hep medet.
Biz yok olduk, ben sayılmadım son zamanlarda
Yönümüzü Batı’ya döndük diye dinden afaroz edildik
Bilhassa ben düşünce tarihinin kara sayfalarına yazıldım
Düşüncelerime de ket vuruldu, kip bulundu
Hapisten felsefeye dil uzattılar, haşa !
Kestim kendim, dilsizler arasına karıştım
Başladım yok etmeye kırıp dökmeye
Çok dedim, uyuyan ejderha uyandırılmamalı diye
Ama içimden demişim!
Dilimin olmadığını unutmuşum!
Anlamadı tabi hiç kimse
Kızdığımla kaldım, yine kendi kendime
Mecnun gibi dolaşmak istedim çöllerde
Meğer onun için de erkek olmak gerekiyormuş
Hiç olmadım, hiç olamam
Acıların çocuğu da olamam
Köpeği ıslanan Cihangirli de olamam
Leyla bile olamadim !
Bazıları yağmura bakıp romantizm hayali kurarken
Allah’a da Poseidon’a da yüklendim
En azından birinde karar kılsaydım
Belki de kabullenmekti doğru olan
Boyun eğmek, tevazu, tahammül, tekbir !
Bir bile olamadım, ikiyi geçtim
Yarıma yakın bir çeyrek belki
Gitmek gerek bir an önce
Dünya büyük değil, küçük
Ben de küçüğüm
Dünya ben miyim?
Ben dünya mıyım?
Bilemedim.