Arabesk kişisel gelişimimiz için iyi değil. Ödül-ceza mekanizmamızı işletmemiz lazım ki beyin işlevine devam etsin. Sürekli dert yanarsak çözümden uzaklaşırız. Ama arabeskin çıkış noktasına bakarsak gerçekten de acıdan, kederden kök alan, büyük kentlerimizin kenarlarında yetişen dikenli bir çiçektir. Turgut Özal sağ olsun, 1980den sonra adeta hızlı büyümeye çalışan GDOlu ülkemiz şehirlerin kenarlarından yırtılmaya başlamıştır.  Peki ya şimdi? Gerçekten varoşlarımız hala o acıların harman olduğu yer mi, yoksa 2002’den sonra o dikenli çiçekler büyüyüp acı meyvelerini mi verdi?

Bkz.Orhan Gencebay: Dostluk için kardeşlik için batsın bu dünya?! Niye? Lanet olası düzene ses edemediğiniz için mi Orhan bey? Fakirlik edebiyatı yapmanın zamanı mı geçti? Gelir adaletsizliği için batsın bu dünya! Neyse.

Acıyı çekenler acaba artık orta sınıfın yalnız çocukları mı? Bence öyle. Hiçbir yerde adımız geçmiyor da ondan. Üniversiteye diye salınıp gidiyoruz çoğunlukla ‘büyük’ sanılan şehirlere. Selamımızı alacak esnaf yok. Şehrin kenarları her yere egemen olmuş. Kalabalık arasında sesimizi duyan yok. Okuyanların gazabından korkanlar var. Artık yük, şehirlere gelen göçebelerin omuzlarında. Hem dış mihraksınız, hem de okuyan kesimsiniz. Kaçsak mı ne yapsak?

Bence arabesk de form değiştiriyor. Fantaaaazi müzik kendi çapında devam ederken ‘Duman’ ile geldiğini düşündüğüm orta sınıfın yeni çağı is the new arabesque 🙂 Bu akım da güzel meyveler verdi, veriyor, bir süre daha verecek de. Mesela Sofar’da yayınlanan şarkılara baktığımızda gayet güzel çalışmalarla karşılaşıyoruz. Bunlar direkt arabesk diyemeyiz belki ama ben kendimce arabeske yeni bi tanım getirdim. Adını başka bi şey de koyabiliriz, mesela Kafkaesk gibi havalı bi isim? Acıların çocuklarından güzel örnekler var.  Alttaki gibi, üstteki gibi:

Bir de Büyük Ev Ablukada akımı var ki adeta hiççilik için yola çıkmışlar. Arabesk diyemeyiz herhalde buna ama peşinden sürüklenen Adamlar belli. Son Feci Bisiklet var bi de bunların familyasından. İyi veya kötü diyemem, sadece tarzım değil. Bu değerlendirmeleri yaparken Türk milletinin dinden sonra ikinci afyonu olan magazin ve buna bağlı şarkıcı gibi rol kesme sanatındakileri anmıyorum bile.

Bu, bi yere bağlamayacağım sorgulamalara sevdiğim şarkı ve Sofar’ın başka bir yıldızı ile son vereceğim. Neden bu şarkıya takıldım bilemiyorum ama kızımızın içinde uyuyan Ahmet Kaya ortaya çıktıkça çıkıyor! Hem de çok genç olan bu kardeşimize sahip çıkalım 🙂