- “Sharing my work with the public is a waste of time because it is unimportant.”
- “Sharing my work with the public is a waste of time because my work is just too important for laypeople to think about.”
- “Sharing my work with the public is a waste of time because my work is too complex for the average person to comprehend.”
- “I’m jealous of my colleagues because they have substantial things to say to the public, and I all that I’ve ever shared with the public is an anonymous spoilsport gripefest.”
- “I think my colleagues are sharing insubstantial things to the public because they’re not as Important and Deep and Serious as I am, and I resent that their public engagement is positively affecting their career outlook.”
- “I’m such a pedant that I feel the need to point out that ‘I am a serious academic’ is a clause, and not a phrase.” https://smallpondscience.com/
Yukarıda linkini paylaştığım konu üzerine benim de söyleyeceklerim var.
Facebook ve Twitter sayfaları binlerce insan tarafından takip edilen bilim platformlarının ve kuruluşlarının okunurluğu oldukça yüksek ve sıklıkla paylaşılıyor da. ( O sitelerden bazıları: phys.org, sciencedirect, sciencealert, sciencedaily, mittechnologicalreview, nature, nasa, esa vs.) Bizler de buralarda bazı haberleri Türkçe’ye çevirmeye çalışıyoruz ve haberlerin yayılması başka dillerde de sağlanıyor. (Türkiye’deki siteleri ve dergileri de sayalım: evrimağacı, bilimfili, kozmikanafor, Bilim ve Gelecek, Bilim ve Ütopya …) Bu bilim platformlarının bazılarının dili tamamen akademik seviyede, bazıları ‘halka inmiş’, bir kısmı ise ‘bil*le anlatır gibi anlatıyor’. Bu siteler veya yayınlar sıklıkla paylaşımlarını sosyal medya bağlantılı yapıyor. Böylece daha çok okuyucuya ulaşıyorlar.
Hal böyle iken ‘benim anlattığımı kimse anlamaz’, ‘onların konusu soft benimki hardcore‘ demek, körlerin fili tanımlamasına benzer. (görme engelliler denir ama hikayede kör deniyor, duyar kasma mode off) Tam aksine, ‘ben kimim ki çalışma konumu paylaşayım’ demek de bizi Batsın Bu Dünya moduna sokar ki bu da bilimsellikten uzaktır. (bkz.Arabesk ile ilgili yazının girişi) Düşüncelerimizi, araştırdığımız konuya bakış açımızı farklı ortamlarda paylaşmak bizi havalı veya ezik yapmaz ki. Çalışmaların değerini önce akademi ortamı verir, sonra dış çemberde yer alan halktan/sıradan okuyucu, bence.
Akademik bir makalenin değerini en iyi konu üzerine çalışanlar bilir. Bazı konular dünya üzerinde daha çok çalışılırken bazıları sınırlı araştırmacıya sahiptir. Bu oranlar maalesef citation index lere dahil edilmiyor, bildiğim kadarıyla. Sadece yeni bir düzenleme ile Cern makalelerinin ağırlıkları daha fazla olmasın diye (afedersiniz yüzlerce yazarlı makaleler) bir ayar çekildi. Öbür taraftan mesela gene editing, quantum computing konusu sık çalışılırken photonic propulsion çok daha az çalışılıyor (o da bilimkurgu seviyesinde demeyelim de fazlasıyla teorik diyelim). Bu akademik makalelerin sadece bir kısmı bilinen dergilerde veya internet sitelerinde yer bulabiliyor. Yer bulabilmeleri de işinin ehli ve tarafsız editörlere bağlı. Ancak bu aşamadan sonra herkesin anlayacağı dile aktarılıyor ve sosyal medya üzerinden paylaşıma açılıyor. Pek çok bilgiden süzülerek gelen bilim haberleri halk nezdinde bazen beğeni ve paylaşım yoluyla karşılık buluyor, bazen de sadece meraklı insanları tatmin ediyor. İkisinin de kendi içinde değeri var. Bu paylaşımları yapmamak biraz ‘bilim, bilim içindir’ demek ki bunun saçmalığı üzerine tartışmayı gerekli görmüyorum. Tutup da kimse teorik bilim faydasız amaaaa, diyecek kadar düşmez, düşmemeli! Bunu, tek adını bildiğin bilim insanı olarak, Einstein’e sorsana delikanlı!
Neyse, dalgalandım da duruldum. Bilgi paylaştıkça çoğalır demek basite kaçmak olur ama herhangi bir beyinde en küçük ışığı yakmak bile gelecek için çok kıymetli. Öyle ki, petrolün biteceğini anlayıp füzyonları coşturmak kadar kıymetli. Kocaman türbinlerden çiftlik yapacak kadar kıymetli. Marmara’da 500 yılda bir deprem olacağını bilmek kadar kıymetli (ki o sınırı geçtik).
Dünyadaki 1 derecelik ısınmadan bir şey olmaz, demeyecek kadar aklımız olsun yeterli. Ortalama hesabı yapmayı bilecek kadar matematik bilelim. Bunların üzerine bir de internet ortamında gözümüze çarpanlar eklenirse belki bir kelebek kanat çırpar. Unutmadan, sosyal medyada her okuduğunuza inanmayın, kaynağı kontrol edin.
Ha bir de, o Arapları petrol bitince de görmek isterim 🙂











Yorum bırakın